2017 MART AYI KİTAPLARIMIZ
İSTİKLAL MARŞI YAZILIYOR
İstiklâl Marşı şairimiz Mehmet Âkif Ersoy nasıl bir hayat sürdü? Çocukluğu, gençliği nasıl geçti? Karakteri nasıldı? İstiklâl Marşı nasıl yazıldı? Millî şairimizin örnek hayatı bu kitapta…
Sayfa Sayısı: 96
Yayınevi: Erdem Çocuk
KÜÇÜK KARA BALIK
Kış ortasında bir akşam vaktiydi. Denizin en derin yerinde, yaşlı mı yaşlı bir balık nine sayıları on iki bini bulan çocuklarıyla torunlarını çevresine toplamış, onlara bir masal anlatıyordu…
Sayfa Sayısı: 55
Yayınevi: Can Çocuk Yayınları
MEHMET AKİF ERSOY ÖZGÜRLÜK PEŞİNDE
Bu kitabı okuduğuna pişman olmayacaksın! Neden mi?” Akif’imizin hayatında ve kişiliğinde hepimiz için örnek alınacak çok detay saklı… Çünkü uyuşukluğa, körü körüne taklitçiliğe, cehalete ve bencilliğe düşmandır Mehmet Akif. Dinamik, çalışkan ve inançlı bir neslin yetişmesini hedefler. Ona göre bilim ve güzel ahlak milletin ilerlemesi için gerekli iki güçtür. Bu kitabın sayfalarında idealist ve vatansever bir insanın maceralı hayatına tanıklık edeceksin. O insan bir veteriner, bir aydın, bir hatip, bir sporcu, bir hafız, bir eğitimci, bir milletvekili ve bütün bunların ötesinde iyi bir şair… İşte Mehmet Akif Ersoy… Her dizesiyle bize bizi anlatan Mehmet Akif, özgürlük peşinde dolu dolu bir ömür geçirdi. Bu kitap, ömrünü ülkesine hizmet ederek geçiren millî şairimizin çileyle sabırla ve gayretle örülü hayatını anlatıyor. Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! Kükremiş sel gibiyim: Bendimi çiğner aşarım; Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Sayfa Sayısı: 160
Yayınevi: Timaş Genç
SAVAŞ ATI
MİCHAEL MORPUGO
“Albert ve annesinin karanlığa doğru yürümelerini izledim. O an ömür boyu sürecek bir arkadaşlığın temellerinin atıldığını anlamıştım; aramızda ansızın içgüdüsel bir güven ve sevgi bağı oluştu.”
Usta yazar Michael Morpurgo’dan, hüzün ve umudun kol kola yürüdüğü destansı bir dostluk hikâyesi…
MASAL MASAL İÇİNDE
AHMET ÜMİT
Aydınlık bir gökyüzü, parıltılı bir denizi, verimli toprakları olan güzel mi güzel bir kent varmış. Bu kenti genç bir Padişah yönetirmiş. Padişah deyip geçmeyin, bizimki, öteki hükümdarlara hiç mi hiç benzemezmiş. Ne asık suratlı ne de savaş meraklısıymış. Yalnızca halkının mutluluğunu ister, ülkesinin kalkınması için çabalar dururmuş. Ama Padişahımız’ın küçük bir kusuru varmış….